AB’de birçok çöp sahası bulunmaktadır. Bunlardan bazıları yönetilirken bazıları yönetilmez. Bununla birlikte, her ülkenin farklı bir atık üretim düzeyi vardır. Bazı ülkeler diğerlerinden çok daha fazla atık üretir. Üye ülkeler arasında da farklılıklar bulunmaktadır. Bazı AB ülkeleri, diğerlerine göre kişi başına daha az atık miktarına sahiptir. Ayrıca, bu ülkeler tarafından üretilen atıkların bir kısmı biyolojik olarak parçalanabilir olarak kabul edilir, bu da çevrenin üretiminden zarar görmeyeceği anlamına gelir. Avrupanın atıklarını nereye attığını https://turbo-entsorgung.de/ adresinden aldığımız verilere göre inceledik.
Avrupa’da geri dönüşüm lideri
AB, özellikle geri dönüşüm söz konusu olduğunda, atık yönetiminde lider olarak kabul edilmiştir. Gözden geçirilmiş Su Çerçeve Direktifi ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı gibi son girişimler, Avrupa’da atık yönetimi çıtasını yükseltiyor. Bu inisiyatifler, vatandaşlara daha fazla geri dönüştürülebilir malzemeleri ayırma, atık yönetimi uygulamalarını iyileştirme ve döngüsel ekonomiye geçişi destekleme konusunda yeni bir sorumluluk veriyor. Sonuçlar çevre üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacak ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunacaktır.
Çek Cumhuriyeti, uzun yıllardır AB’de önde gelen bir plastik geri dönüştürücüsüdür. 2015 yılında ülke, Avrupa’daki tüm ülkeler arasında en yüksek geri dönüşüm oranına sahipti. 2007 yılında, AB’de plastik ambalajların en büyük geri dönüşüm şirketi oldu.
Avrupa’nın en büyük yönetilmeyen açık çöplüğü
Sırbistan’da, Avrupa’nın en büyük yönetilmeyen açık çöplüğü, yakın zamanda çıkan bir yangının ardından kapanmaya hazırlanıyor. Yaklaşık 180 futbol sahası büyüklüğündeki site, yaklaşık 40 yıldır yönetilmiyor ve bir çevre felaketi haline geldi. Site, günde 1.500 kamyon dolusu çöpü emerek ve havaya 4 milyar metreküpten fazla metan salarak çevre için büyük bir tehlike oluşturuyor. Kapatma, Belgrad şehrinde atıkların yönetilme şeklini değiştirecek.
Yakın zamanda çıkan bir yangına ek olarak, Sırbistan son zamanlarda devam eden toksik kirlilik riski nedeniyle Avrupa’daki en büyük çöp sahasını da kapattı. Depolama sahası, Tuna Nehri yakınında bulunur ve 10.5 mil yüzey alanına sahiptir. Bölgede önemli bir kirlilik kaynağı olduğu tespit edildi ve yangınlar yaygın bir olaydı. Depolama sahası daha önce günde 1.500 tona kadar evsel atık ve 3.000 ton inşaat atığı kabul ediyordu. Sırbistan hükümeti şimdi, durumla mücadele etmek için yeni bir çöp sahası ve atık enerji yakma fırını inşa etmeye bakıyor. Bu arada, Avrupa Birliği’ne katılmak için çalışıyor ve çöplüklerini mümkün olduğunca güvenli hale getirmeye kararlı.
Türkiye’ye plastik atık ihracatı
Çevre örgütü Greenpeace, Türkiye’ye plastik atık ihracatı yasağı getirilmesini memnuniyetle karşıladı, ancak son zamanlarda Almanya ve İngiltere menşeli atıklarda artış olduğuna dikkat çekti. Bu ithalatın, çevre ve toplum için feci sonuçlarla plastik atıkların yanmasına ve uçmasına neden olduğunu söylüyor.
Türk makamları şu anda plastik atık ithalatını yasaklayan yeni kurallar uyguluyor. Türkiye özellikle Y48 plastik karışımı ve B3011 PET, PP ve PE karışımlarının ihracatını yasakladı. Ancak, ithalatçı önceden bilgilendirilmiş onay vermişse, tek polimer türlerinin ithalatına izin verir.
Diğer ülkeler için model olarak Belgrad projesi
Diğer ülkeler için model olarak Belgrad projesi karışık eleştiriler aldı. Eleştirmenler, Sırbistan’ın uluslararası ilişkilere yönelik çok yönlü yaklaşımını Yugoslav zamanlarından kalma kavramsal bir kalıntı, giderek daha fazla bütünleşen Avrupa kıtası için bayat ve etkisiz hale gelen siyasi bir mecaz olarak görüyor. Ancak ülke Avrupa Birliği’ne katılmayı hedeflerken, ekonomisini serbestleştirmeli, organize suçla mücadele etmeli ve Ortodoks Kilisesi mülkünü Sırplara geri vermelidir. Ülkenin ayrıca azınlıkların ve işçilerin haklarını uygulaması ve Rusya’ya karşı AB yaptırımlarını uygulaması gerekiyor. Bu arada, Sırbistan %20’lik bir durgunluk ve işsizlik oranları yaşıyor.
Ancak Belgrad projesini diğer ülkeler için bir model olarak reddetmek zor. Geleceği ütopik bir ütopya olarak hayal etmek cazip gelse de, Sırbistan’ın mevcut hükümetinin sosyal olarak muhafazakar, ekonomik olarak liberal ve gururla milliyetçi olması gerçeğiyle tarihi karmaşıklaşıyor. Ancak Belgrad’ın deniz kıyısının gelişimi, yatırımcı şehirciliğinin küresel dilini konuşuyor. Belgrad Sahili’nin bir sunumuna dayanan ortaya çıkan mimari vizyon, 220 metrelik bir ofis kulesinin tepesinde beyaz bir kapitalist ütopyayı gösteriyor. https://turbo-entsorgung.de/wohnungsaufloesung-berlin/ adresinden ev çöpü atıklarını nasıl atacağının hakkında bilgi alırsınız.