Gezegen bir yandan ölümcül koronavirüs pandemisiyle boğuşurken, iklim bilimciler bu rekor seviyelerin Kuzey Kutup Bölgesi’nde endişe verici yeni bir aşırı güçlü sıcaklar çağının başlangıcına işaret edip etmediğini sorguluyor.
Yerküre, aşırı ısınan gezegenin etkilerini ve yüksek derecede bulaşıcı bir hastalığın felaketini bir araya getiren şaşırtıcı yeni bir tehdidin daha dünyayı sarabileceği önemli bir dönüm noktasında bulunuyor.
Bilim insanları kuzeyin derinliklerinde hızla ısınan iklimin, uzun süredir faal olmayan virüsleri açığa çıkarma riski barındırdığını ifade ediyor. On binlerce ve hatta yüz binlerce yıllık olabilecek bu virüsler, Kuzey Kutup Bölgesi’ndeki sürekli donmuş topraklarında (permafrost) donmuş halde.
Sıcaklığı dünyanın geri kalanından en az iki kat daha hızlı artan Kuzey Kutup bölgesinde, bu hızlı ısınmaya bağlı olarak sürekli donmuş topraklar son buz devrinden beri ilk defa şimdi eriyor ve aralarında modern insanın daha önce hiç karşılaşmadıklarının da yer aldığı hastalık yapıcıları serbest bırakma tehlikesi taşıyor.
Aix-Marseille Üniversitesi’nden virolog Jean Michel Claverie, Greenpeace’in araştırmacı gazetecilik sürdüren ekibi Unearthed’e konuştu:
Bakterilerin çok uzun süre hayatta kalabileceği fikrinin kuşkusuz kabul gördüğünü düşünüyorum. Geriye bunun ne kadar süreceği tartışması kalıyor. Bir milyon yıl mı? 500 bin yıl mı? Yoksa, 50 bin yıl mı?
Claverie şunu ekledi: “Evet, permafrostun derinliklerindeki bakterilerin yeniden canlandırılabileceğini söyleyen son derece sağlam makaleler mevcut.”
Aynı kurumdan bir diğer virolog Dr. Chantal Abergel de “Çok eski zamandan kalma permafrost numunelerindeki virüsleri yeniden etkinleştirebiliyoruz. Şimdiye kadar 30 bin yıl öncesinden öteye geçmeyi başaramadık ancak bir noktada bu da gerçekleşebilir” dedi.
Araştırmacılar şimdiye dek tarihi DNA virüslerini başarıyla yeniden etkinleştirebildi ancak daha hassas olan RNA virüsleri için bunu yapamadılar.
RNA virüsleri arasında İspanyol gribi ve mevcut pandemiden sorumlu koronavirüs gibi hastalıklar bulunuyor.
DNA virüsleri arasında şimdi neredeyse tamamen yok edilmiş çiçek hastalığı da yer alıyor.
Diğer bir tehdit de bakterilerden geliyor. Örneğin, 2016’daki bir şarbon salgını binlerce ren geyiğini öldürmüştü.
Dr. Claverie tehlikenin yalnızca eriyen sürekli donmuş topraklardan kaynaklanmadığını, aynı zamanda daha önce çok seyrek nüfuslu bölgelerde artan insan ve hayvan etkinliğinin de riski arttırdığını ifade etti.
Virolog şunları söyledi:
Bu bir felaketin formülü. Çünkü burada hem insanlar var ve hem de yeni virüsler var. Virüsler permafrosttan doğaya salındığında ne olur? Neye uğradıklarını şaşırırlar. Oksijene maruz kalırlar ki bu virüsler için kötüdür. Işığa maruz kalırlar. Bu da onlar için kötüdür. Ve eğer hemen bir konak bulamazlarsa çok uzun süre canlı kalamazlar.
Claverie sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer (virüsler) uygun bir konakla temas ederse o zaman yeniden etkin hale gelecektir.” Dolayısıyla, eğer bir insanı bahsi geçen küresel salgınla ilişkili donmuş virüslerin bulunduğu bir yere koyarsanız bu insanlar enfekte olabilir, virüsü çoğaltabilir ve yeni bir küresel salgın başlatabilir.”
GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ